
Kahve Molası’nda bugün, 1933 yılının 15 Temmuz’unda yolculuğuna Ankara’da başlayan, 1946’da 315. sayısından itibaren İstanbul’a taşınan sanat ve edebiyat dergisi Varlık’tan ve yeni Türk edebiyatına bu dergide birlikte yön veren önemli isimlerden bahsetmek istedik.
Derginin kuruluş yıllarında Türkiye Cumhuriyeti bir dönüşüm sürecindeydi. Harf devrimi yapılalı henüz beş yıl olmuşken, on beş günde bir basılmaya başlanan dergi, Nahit Sırrı Örik ve Sabri Esat Siyavuşgil’in teşvikleriyle Yaşar Nabi Nayır tarafından kurulmuştu.
Halk, Latin harflerini henüz tanımıyordu, okuma yazma oranları oldukça düşüktü. Buna rağmen, derginin geleceği için büyük bir inanç ortamı vardı.
İlk döneminde şiir ve hikâyelere ağırlık veren Varlık’ta, Cahit Sıtkı’nın Gün Eksilmesin Penceremden, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Ne İçindeyim Zamanın, Ahmet Muhip’in Fahriye Abla adlı şiirleri; Sabahattin Ali’nin Kağnı, Halit Ziya’nın Hepsinden Acı ve Sait Faik’in Semaver adlı öyküleri yayımlandı.
Derginin 1946’da İstanbul’a taşınmasıyla Varlık Yayınları kuruldu. Yayınevinden ilk basılan eser ise Cahit Sıtkı Tarancı’nın Otuz Beş Yaş adlı şiir kitabı oldu.
Varlık, değerli şair ve yazarlarımızın çoğuna daha gençken kucak açtı. Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat ve Melih Cevdet Anday, dergide yazmaya başlayan ve edebiyatımıza Garip akımıyla yeni bir soluk getirecek genç isimler arasındaydı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında siyasetin ve kültür faaliyetlerinin iç içe girdiği bir dönemde yayımlanmaya başlayan dergi, uzun soluklu olmasını çizgisini korumasına borçluydu.
1933’ten beri kesintisiz olarak yayımlanan, Türkiye`nin en eski ve en çok okunan edebiyat ve kültür dergisi Varlık, edebiyat dünyasının nabzını tutmaya devam ediyor.