“Kaykılmış koltuğunda bir kız
Çiğner çiklet
Bir oğlan dalgada
Geldiğine pişman uyuklar
Bir başkası arkada.”
Şiir matinesindeki anısını bu dizelerle anlatmıştı Behçet Necatigil. 1950’li yıllarda yaygınlaşan matinelere ilgi oldukça yoğundu. Şiir severler sevdikleri şairlerle bir araya gelip onların sesinden şiirlerini dinler, keyifli sohbetlere katılırlardı. Cağaloğlu’ndaki İçtihat Evi ve İbnülemin Mahmud Kemal’in Mercan’daki konağı şiir sohbetlerinin vazgeçilmez adresleriydi. Matineler tiyatrolar, gazinolar, halk evleri, enstitüler ve okullara taşındı. Kabataş Lisesi’ni Behçet Necatigil düzenlerdi örneğin.
Bazı kaynaklarda, 50’lerde şiir okuma günlerini yaygınlaştıran şairin Ümit Yaşar Oğuzcan olduğu yazılsa da Attila İlhan, şiir matinelerinin en önemli isimlerinden biri olarak anılırdı. İlhan’ın şiir okurken bir aktöre dönüştüğü, şiiri yaşadığı bilinirdi. Ülkü Tamer ise Yaşamak Hatırlamaktır kitabında 1950’lerin şiir matinelerini şöyle aktarıyor:
“1950’lerin sonunda edebiyat matinelerinin yıldızı Özdemir Asaf’tı. Sahneye adımını attığı anda kıyamet kopardı, salon alkıştan inlerdi. Özdemir ağabey mikrofonun başına geçer, sessizce dinleyicileri süzmeye başlardı. Kahkahalar, alkışlar… Konuşacakmış gibi ağzını açardı, bir şey söylemez susardı. Kahkahalar, alkışlar… Sonra başlardı şiir: “Sana gitme demeyeceğim ama gitme Lavinia…”
Konuklara kendi sesinden şiirlerini okuyan şairler arasında Ahmed Arif, Can Yücel, Kemal Özer, Sennur Sezer, Şükrü Erbaş, Ahmet Telli ve İsmet Özel de vardı. Matinelerde yalnız şiir okunmazdı, öykü yazarları da bu günlere katılırdı. Sait Faik Abasıyanık’ın takdimini Özdemir Asaf yapmıştı.
21 Mart Dünya Şiir Günü’nde İBB Kültür Dairesi Başkanlığı olarak Metrohan’da 1950’li yıllara döndük ve hem çağdaş şairlerin şiirlerini dinledik hem de aramızdan ayrılan değerli isimleri andık.