Kahve Molası’nda sizleri yaklaşık 90 yıl öncesine, Kandilli’de Kıbrıslı Yalısı’nın da koruluğu olan ve bu tarihlerde Çamlık, Ömür, Şehitlik tepeleri olarak anılan meşhur Sevda Tepesi’ne götürmek istedik. Koruluktaki bu tepe neden ve nasıl Sevda Tepesi’ne dönüştü? Tepenin hikâyesi şöyle:
Önceden Ömür Tepesi olarak anılan yerde, Cumhuriyetin ilk yıllarında içinde bir çay bahçesi vardı. Türk sinemasına plato görevi görüyordu.
Kuleli Askeri Lisesi’nde öğrenci olan genç Vahit, Vaniköy’de yaşayan ve Robert Kolej’de okuyan Belkıs Safer’e âşık olur. Vahit, dönemin ünlü jönü Rudolph Valentino‘ya benzediği için Valentino Vahit olarak anılır. Belkıs ise Vaniköy’ün en güzel kızıdır.
20’li yaşlarında olan iki gencin aşkını zamanla Boğaziçi’nde hemen herkes konuşur. Okuldan mezun olan ve iş hayatına atılan Belkıs’la teğmen olarak atamasını bekleyen Vahit her fırsatta Kandilli’deki meşhur Kıbrıslı Yalısı’nın arkasında bulunan koruya gider. Burası aynı zamanda ikisinin tanıştığı ve Vahit’in Belkıs’a evlenme teklif ettiği yerdir.
Ailelerin bu ilişkiye sıcak bakmadığını herkes bilir. Belkıs’ın babası, onu yalının mirasçılarından biriyle evlendirmek ister. Vahit’in annesi ise gelinini Bursa’dan seçmiştir bile.
Uzun tartışmalar, küskünlükler, anlaşmazlıklarla savrulan gençler kavuşamayacaklarını düşünerek Temmuz 1931’de bu tepede hayatlarına son verirler. Cumhuriyet gazetesi, 4 Temmuz 1931 tarihli sayısında “Vukuat” sütununda olayın detaylarına yer verir. O günden sonra burası Sevda Tepesi olarak insanların gönüllerinde ve anılarında yer eder.
Bugünkü molamızı bu gençlere ithaf edelim.