Kahve Molası’nda bugün, “Sağlığımda beni çiçeğe ve alkışa boğan halk, hastalığımda unuttu. Ne yazık ki düştüğümde arayan soran olmadı. Onun için cenazeme çiçek, çelenk istemiyorum. Tabutumu omuzlarında taşıyan arkadaşlarım Şehzadebaşı’ndan geçerken tiyatronun önünde tabutumu birkaç dakika bekletsinler,” diyerek vasiyetini eşi Emel Hanım’la paylaşan, 26 Nisan 1943’te aramızdan ayrılan usta tuluat ve tiyatro oyuncusu Naşit Özcan’ı özlemle anıyoruz.
1886’da Şehzadebaşı’nda doğan usta oyuncu, Sultan Hamid’i güldüren adam olarak anıldı. Başarıları ve İbiş tiplemesindeki kendine has oyunculuğuyla Komik-i Şehir unvanına sahip olan Naşit, aynı zamanda Adile Naşit ve Selim Naşit Özcan’ın da babasıydı.
“İstanbul’un en ücra semtlerine, şehrin en ucundaki tahta evli mahallelere kadar gidin sorun, Komik-i Şehir kimdir diye? Size Naşit’in ismini bilmeyen, tiyatrosunu, oyunlarını, kumpanyalarını anlatmayan bir tek kişi göremezsiniz.” (17 Ekim 1933 tarihli Akşam Gazetesi).
Şehzadebaşı; tiyatrosu, kumpanyaları, eğlence anlayışı ve tiyatrodan sokağa taşan müzikleriyle âdeta Naşit Bey’in ve onun sanat yaşamıyla özdeşleşmişti.
Naşit Bey, Şehzadebaşı’nda, Millet Tiyatrosu’nun bulunduğu binanın en üst katındaki apartman dairesinde yaşıyordu.
“Temsil başlamadan önce gişenin önü hıncahınç dolar ve insanlar hep bir ağızdan, “Haydi cennete çıkalım, kes bir cennet-i âlâ, bana da oradan bir cennet-i âlâ sesleriyle mekânın önünde bilet almak için sabırsızlıkla beklerlerdi.” (Şehzadebaşı’nda Cennet-i Âlâya Çıkanlar!” (15 Nisan 1933, Akşam)
Sultan Reşat’ın ve II. Abdülhamid’in kahkahalarla izlediği usta oyuncu tiyatro dışında, dünya sulhünden, Galata Köprüsü’nün o dönem kaldırılmasıyla ilgili tartışmalara, Hitler’den modern mimari, modern resim ve kübizme, dünyadaki ekonomik buhrandan İstanbul’daki gündelik yaşama dair ciddi konularda da fikirlerini dile getirmekten sakınmazdı.
“Bir yandan dünya silahlanıyor, bir yandan da sulh için toplantılar, konferanslar yapılıyor. Tuhaf, şaşırtıcı değil mi?” diye dünya barışı için de o dönem kendine has düşüncelerini dile getiren eşsiz tiplemeleriyle, kendine has üslubuyla bir gelenek inşa eden Naşit Özcan’ı saygı ve sevgiyle anıyoruz.