
Bugün Kahve Molası’nda, Shakespeare’in ünlü oyunu Hamlet’e hayat veren efsane oyuncularımızı anmak istedik.
Oyunun ilk çevirisi 1880’lerin başında yapıldı. Osmanlı döneminde canlandırdığı Hamlet karakterine Gedikpaşa Tiyatrosu’nda hayat veren ilk isimse Siranuş (Siyanüş) isimli bir kadın sanatçıydı.
Cumhuriyet döneminde Muhsin Ertuğrul, oyunu çeviren, yöneten ve oynayan tek sanatçı oldu. Tepebaşı Sahnesi, Cumhuriyetin ilk Hamlet’ine ev sahipliği yaptı.
Muhsin Ertuğrul dışında Halide Edip (1941), Orhan Veli (1949), Sabahattin Eyüboğlu (1965), Bülent Bozkurt (1982) ve Can Yücel’in de (1992) Hamlet çevirilerinde imzası olduğunu ekleyelim.
Hamlet, birçok oyuncun da ilk oyunuydu. 1927’de Talat Artemel, Suavi Tedü ve Avni Dilligil, figüran olarak başladıkları oyunda zaman içinde başrole yükseldiler. (1941- 1943)
1950’de Cüneyt Gökçer (Ankara Devlet Tiyatrosu), 1953’te Kerim Afşar (İstanbul Şehir Tiyatroları), 1958’de Engin Cezzar (İstanbul Şehir Tiyatroları) Hamlet’e hayat verenler arasındaydı. Cezzar, dünyanın en genç Hamlet’i unvanına sahip oldu. Bu rolü canlandırdığında 23 yaşındaydı.
1968-1969 sezonunda iki dev yorumladı oyunu. Hamlet rolünde Müşfik Kenter vardı ve Gertrude rölünü Yıldız Kenter canlandırıyordu. Müşfik Kenter’in performansı Türk tiyatro tarihinin efsane Hamlet’leri arasındaki yerini, oyunun ilk sahnelenişinde almıştı bile.
1954’te Küçük Sahne’de Muhsin Ertuğrul’un yönettiği Hamlet’i oynayan Nur Sabuncu, Cumhuriyet döneminde Hamlet’i canlandıran ilk kadın sanatçı oldu. Nur Sabuncu’dan sonra 1961’de bu rolü Ayla Algan sırtlanacaktı.
Metin Erksan, 1977’de yönettiği Kadın Hamlet (İntikam Meleği) adlı filmle Hamlet’i beyazperdeye taşıdı. Fatma Girik’in sınırları zorlayan performansı hafızalara kazındı.
2000’lerde ise İstanbul Devlet Tiyatrosu’nda Bülent Emin Yarar Hamlet’i tek başına oynadı. Yarar’ın 2013’te sahneye koyduğu oyun, Türkiye’de bir ilke imza atıyor ve oyuncu, Hamlet dahil altı karakteri tek başına canlandırıyordu.
Gelin bu muhteşem oyuncuları sahnede şu sözle hayal edelim:
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!