
Kahve Molası’nda bugün, geçtiğimiz günlerde İBB Miras tarafından restore edilen; etkinlikler, sergiler, atölyeler ve okuma alanlarıyla şehre yeniden kazandırılan Cendere Pompa İstasyonu’nun dünü ve bugününden bahsetmek istedik.
II. Abdülhamid döneminde Fransızlar tarafından inşa edilen Cendere Pompa İstasyonu, Kağıthane kaynak sularının şehre taşınması için yapılmıştı. Balmumcu-Beşiktaş-Tophane hattına su dağıtan ve günde 1200 metreküp su pompalayan tesiste, buhar gücüyle suyun yükseltilmesini sağlayan iki makine ve bu makinelere ait kazanlar yer alıyordu. Yapısal olarak en dikkat çeken özelliği de tuğladan yapılmış 33 metre uzunluğundaki bacasıydı.
Geçmişte İstanbulluların su ihtiyacını önemli ölçüde karşılayan tesis, teknolojinin gelişmesi, su dağıtımında modern çözümlerin tercih edilmesiyle işlevini kaybetmeye başladı. 1999’da sosyal ve kültürel bir merkez olması hedeflenmiş, Su Medeniyetleri Müzesi olması amaçlanarak 2011’de restorasyon çalışmaları yapılmış olsa da bu fikirler hayata geçemedi ve tesis, günümüze dek herhangi bir amaç için kullanılmadı.
100 yılı geride bırakan endüstri mirası Cendere Pompa İstasyonu, İstanbul’un en özel kültür sanat alanlarından biri olarak Cendere Sanat Müzesi adıyla yeniden hayatımıza dahil oldu.
Cendere Sanat’ın ilk sergisi Akışın Tanığı adını taşıyor. Küratörlüğünü Derya Yücel, Ebru Yetişkin ve Marcus Graf’ın üstlendiği sergi, 23 sanatçıyı suya yerleşen imgeler temasıyla bir araya getirdi. 30 Nisan 2023 tarihine kadar görülebilecek sergiye ev sahipliği yapan Cendere Sanat kapıları tüm İstanbullular için açık. Bir sonraki kahve molanızı Cendere Sanat’ta vermek istemez misiniz?