FOLLOW US ON SOCIAL

Galatasaray Lisesi

Bugün Kahve Molası’nda 155 yıl önce, 1 Eylül 1868’de eğitim ve öğretim hayatına başlayan eşsiz bir yapıdan, Galatasaray Lisesi’nden bahsetmek istedik.

Mekteb-i Sultani, Galata Sarayı Mekteb-i Sultanisi, Umumi-i İdadi, okulun ilk isimleri… Halk arasında Galatasaray Mektebi olarak anılan okul, İstanbul’da Tanzimat eğitiminin simgesi sayılan Türkçe ve Fransızca programlı bir kompleks olarak nam saldı.

Galatasaray Lisesi’nin açılışında, 1867’de Avrupa’ya geziye çıkan Abdülaziz ile dönemin sadrazamı Ali Paşa, Hariciye Nazırı Keçecizade Fuad Paşa ve Maarif Nazırı Saffet Paşa’nın, İstanbul’daki Fransa Büyükelçisi M. Bouree’nin çabaları etkili oldu.

Fransa’daki eğitim ilkelerine uygun bir müfredata sahip okula 25 Mart 1868’de Paris’te imzalanan bir sözleşmeyle okulun ilk müdürü M. Ernest, ilk müdür muavini de Dr. A Levistal atandı.

15 Nisan 1868’de Mekteb-i Sultani Nizamnamesi; Türkçe, Fransızca, Rumca ve Ermenice olarak yayımlandı. 11 Mayıs 1868’de, 9-12 yaşları arasında yeterli temel eğitimi almış 600 öğrenci için giriş sınavı yapıldı. 1 Eylül 1868’de 8 yıl eğitim veren bir kurum oldu.

Fizik, kimya laboratuvarları, amfiler, idmanhane, resim atölyesi, müzik odası ve tabiat odasına sahip olan okulun kütüphanesi ise oldukça nitelikli bir kitap koleksiyonu hediye eden Fransa Kralı III. Napoleon’un katkısıyla oluşturuldu.

En verimli dönemlerini 1900’lerde yaşayan okulun müdürleri arasında Sava Paşa, Ali Suavi Bey, Abdurrahman Şeref ve Tevfik Fikret gibi önemli şahsiyetler vardı.

“Doğu’nun Batı ufkuna açılan ilk penceresidir,” diyen Tefik Fikret, her ulustan ve dinden çocukları ve gençleri, bilimin ve ilerlemenin etrafında kaynaştırıp entelektüel bir temel kazandırma amacına odaklanan okuluyla her zaman iftihar etti.

Okula ilk kız öğrenciler 1967’de alındı. 1992’de Fransa ile yapılan kültür anlaşması kapsamında ilkokuldan üniversiteye kadar hizmet veren bir eğitim kurumu olarak yaşaması amaçlandı ve 1993’te bu amaca ulaşıldı.

1908’de yenilenen, İstiklâl Caddesi üzerinde Tophane’ye doğru uzanan yamacın üzerinde inşa edilen okul, gösterişli ana kapısıyla İstanbul’un en özel yapılarından biri ve değerli bir eğitim kurumu olarak yolculuğunu sürdürüyor.

Facebook
Twitter
WhatsApp

İlginizi Çekebilir